Retro giyim, geçmişteki stillere, malzemelere ya da motif, desen gibi unsurlara atfedilerek bilinçli bir şekilde üretilen yeni veya eski fakat modern seri üretim sistemleriyle oluşturulmuş giysileri ifade etmekte. Retro kıyafetler geçmişteki bir zaman dilimine değil spesifik bir stile atıf olarak tasarlanmaktalar. Retro giyimin aslını daha iyi çözümleyip stillere daha iyi yansıtmak için gelin kökenine kısaca bir göz atalım.
"Retro” kelimesi Fransızca "geriye doğru” anlamına gelmekte. İlk kullanımı ise Fransa`da geçmişteki modaları belirtmek amacını taşımış olup Latince bir ön ek olan "retro” dan dillere pelesenk olmuş. Retro ve vintage kavramları zaman zaman aynı anlamı taşıdıkları düşünülüp birbirlerinin yerine kullanılıyor olsalar da terimsel olarak böyle bir kullanım çok yanlıştır. Çünkü bu iki tarz bambaşka anlamlar ihtiva etmektedir. Aradaki farkı daha net anlayabilmek için gelin bir de "vintage” kelimesinin kökenine inelim.
"Vintage” temel olarak "bir mevsimde toplanan üzümler” manasına gelen Fransızca "vendage” kelimesinden köken almaktadır. Hatta eski dönemlerde üretilen şarabı tanımlamak için de kullanılmış bir kelime. Modaya uyarlanması ise geçmişteki stillerin tekrar canlandırılması anlamını taşımakta.
Özellikle 1980 ve 1990 yıllarında moda olan giysiler günümüz zincir üreticileri tarafından geri getirilmekte. Retro giyimin açmış olduğu bu yol ile vintage stiller ve desenler hâlâ geçerliliklerini korumakta.
Retro ve vintage arasındaki en büyük fark vintage ürünlerin biricik ürünler olup retro ürünlerde olduğu gibi zincir firmalar tarafından tekrar tasarlanarak satışa sunulmamaları.
Geçmiş yılların modaları modern zevklere hitap edecek şekilde tekrar canlandırılıp raflarda yerini aldığı zaman buna retro diyoruz. Çünkü retro giysiler, geçmişin bugünkü giysileri olmaları için hazırlanıyor. Birkaç örnekle bunu zihinlerimizde canlandırmak istediğimizde ise 1920`lerin "Gatsby” elbiseleri olarak bilinen payetli, ışıltılı parti elbiselerinin yeniden tasarlanarak satışa sunulması en iyi örneklerden biri olabilir. Tabii ki 1960`ların kabarık, çiçek baskılı elbiselerini de unutmamak gerekir.
İçlerinde seçim yapmak hayli zor olsa da Coco Chanel tarafından tasarlanarak satışa sunulan adıyla da ikonlaşmış ikili takımlar, retro tarzın favorilerinden biri olabilir. Klasik, şık, ve feminen...
Günümüzün hızla akıp giden moda yenilikleri furyası içerisinde retro kavramının yeniden hayat buluyor oluşu ve her dönemin tarzlarını o dönemlerde yaşamamış olsak bile tadabiliyor oluşumuz retroyu değerli kılıyor gözümüzde.
Retro sadece bir yaz veya bir kış dahil olmuyor hayatlarımıza. Moda da bir döngü içerisinde. Döngüsel olan her şey gibi modanın da sürekli bir değişim içerisinde oluşu hiç aklınızdan geçmemiş olan bir tarzı bile benimsetebiliyor ve sizleri bu tarzı kendi giyim stilinize uyarlamaya heveslendiriyor. Geçmişin o özenilen, hayranlıkla bakılan güzelliği karşısında retro giyim imkanlarının her saniye değişen dünyamıza ve günümüz moda anlayışlarına olan sunumu mükemmel nitelikte.